Cyberpunk 2077 incelemesi

Cyberpunk 2077 her şeyden önce, başarılı Witcher serisinin yapımcısı olan CD Projekt Red’in oyunu olması ile öne çıkan bir yapım. İlk olarak 2012’de duyurulan Cyberpunk 2077, nihayet 10 Aralık’ta bizlerle buluştu. Cyberpunk 2077’nin 2020 yılının en çok konuşulan oyunlarından biri olduğunu söylemek yetersiz kalır.

İlk duyurusu 2012’de gerçekleşirken, E3 2018’den sonra inanılmaz bir hızla popülaritesi arttı. Daha sonra yapımcı stüdyo, Keanu Reeves’in oyunun bir parçası olacağını duyurdu. Bu haberle birlikte tabiri caiz ise “Hype Train” denilen olay yaşandı ve herkes büyük bir beklentiye girdi. Tüm bu olaylardan sonra oyunun çıkışıyla birlikte sonunda hepimiz 2077’nin siber dünyası ile tanışma fırsatı bulduk. Cyberpunk 2077, California’daki Night City adlı kurgusal bir yerde geçiyor. Oyunun dünyasında, 2077’de dünya birçok savaş ve iklim değişikliğiyle neredeyse onarılamayacak kadar mahvolmuş durumda.

Taze yiyecek ve su kıtlığı yaşanıyor ve çoğu vahşi yaşam neredeyse yok olmuş durumda. İnsanlık hayatta kalmak ve artan yerel ve siber saldırılara uyum sağlamak için vücutlarında bir takım değişikliklere giderek, film ve daha önceki yapımların dünyasından alışık olduğumuz “cyborg” tarzı canlılara dönüşmüş durumdadır. Night City, her biri farklı bir görünüme ve kimliğe sahip birden çok bölgeye ayrılmış büyük bir şehir. Zenginler, orta tabaka ve alt tabaka birbirinden tamamen farklı şekilde yerlerde yaşamaktadır. Oyun başlangıcında seçeceğimiz bu bölgelere göre oyun hikayesi de değişiklik göstermektedir.

Night City, şehri esasen yöneten mega şirketlerin milyarder CEO’larından yetenekli hackerlara, ünlülere, şiddet suçlularına, paralı askerlere, seks işçilerine, uyuşturucu satıcıları ve hatta evsizlere kadar her türden insana ev sahipliği yapmakta. Ana hikaye bakımından gerçekten çok güçlü bir yapım olduğunu söyleyebiliriz. Hangi arka plan hikayesi ile başlarsanız başlayın, oyun içerisinde heyecanı, duygusallığı, şaşırtıcılığı ve yaratıcılığı sonuna kadar yaşayabiliyorsunuz. Oyun ana hikayeden çok yan hikayeler ile uzayan bir oynanış süresine sahip. Yaklaşık bir oranlama yapmak gerekirse ana hikayenin yan görevlere oyunu 1’e 4 diyebiliriz. Bunun sonucunda, eğer sadece ana hikayeye odaklanmak isterseniz oyunun büyük bir bölümünü kaçıracağınızı söylersek yanlış söylemiş olmayız.

Cyberpunk’ın hikaye kısmını bir kenara bırakırsak oynanış konusunda zorluğa çok odaklanan bir yapım olduğunu söyleyemeyiz. En zor modda bile oyunu belli bir süre oynadıktan sonra görevleri çok fazla zorlanmadan yapabilirsiniz. Zaten hikaye odaklı bir yapımında böyle olması gerektiğini düşündüğümüzüde belirtmek isteriz. Oyun silah çeşitliliği ve araç çeşitliliği konusunda gerçekten çok iyi bir iş çıkarmış durumda. Özellikle bu silah ve araçların 2077 dünyası düşünülerek tasarlandığını düşünürsek, oyunculara verdiği hazzın gerçekten normalin üstünde olduğunu söyleyebiliriz. Tabii ki bu yapımda da npc’ler ile yapılan konuşmalar hikayenin gidişatı için çok büyük bir etkiye sahip.

Vereceğiniz kararların yükümlülüğü oyunun belli yerlerinde gerçekten sevindirici veya can sıkıcı olabiliyor. Bu nedenle seçimlerin dikkatli yapılması gerekiyor. Oyunda sahip olduğunuz yeteneklerle dövüş sitilinizi ve ek özelliklerini geliştirerek oyunu daha eğlenceli hale getirebilirsiniz. Oyunun yayınlandıktan sonra belli hatalar ile çıktığı doğru. Ancak çok hızlı gelen ve hala da gelmeye devam eden yamalar sayesinde bu sorunlar çok hızlı bir şekilde çözülmekte. Bilgisayar sürümünü test ettiğimiz oyunda çok fazla hata ile karşılaşmadık. Tabi bu biraz da şans olabilir. Genel olarak baktığımızda bizim Cyberpunk’a puanımızın tam olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir