Ubisoft öncülüğünde Watch Dogs serisinin yeni oyunu Watch Dogs: Legion 29 Ekim 2020 tarihinde piyasaya çıktı. Oyun birçok eleştirmen tarafından hem olumlu hem de olumsuz yorumlara maruz bırakıldı. Gelin bu yazıyı okuduktan sonra hangi tarafı seçeceğinize siz karar verin.
Öncelikle Watch Dogs: Legion da ki olaylar yakın bir geleceğin Londra’sında meydana geliyor. Yakın gelecek demek belki biraz yetersiz kalabilir. Sürekli gelişmekte olan teknolojinin önüne geçemediğimizden ilerde olabilecek tehlikeli senaryoları Watch Dogs: Legion’ da görüyoruz. Hikayeye değineceksek olursak yakın gelecekte Londra’da gerçekleşen bir terör eylemi ünlü bir hacker grubu olan DedSec’in üzerine kalıyor. Şehirde bu olaydan sonra halk yerel güçlere güvenmediğinden hükümet, şehir güvenliğini bir özel şirket olan Albion’a devrediyor.
Bu arada suçlamalar yüzünden meydandan çekilen DedSec’in yerine Kelley adlı bir çete geçiyor. Biz ise bu kötü durumda grubumuz için yeni yoldaşlar toplayıp tekrardan grubumuzu ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Oynanışa gelirsek biz oyuncular için çok ilgi çekici bir durumla karşı karşıyayız. Oyun süresince bir ana karakterimiz yok. Yolda gördüğünüz herhangi birini kontrol edebiliyoruz. Bu da bize gerçekten çok fazla çeşitlilik sunuyor. Tabi bunu yapmak için bazı gereksinimlere sahip olmamız gerekiyor.
Yolda gördüğümüz kişi DedSec’den nefret ediyorsa onu seçemiyoruz. Ama aksine şehir güvenliğini sağlayan Albion’a karşı bir garezi varsa seçtiğiniz kişinin size vereceği görevi yaptıktan sonra o kişiyle oynamaya devam edebiliyorsunuz. Bu çeşitlilik doğal olarak bizlere görevleri yaparken birçok opsiyon sunuyor. Örneğin bir polis merkezine sızmanız gerekiyorsa bir polisi kendi yandaşınız yapar ve onu kullanırsanız girmeniz gereken yere sorunsuz sızabiliyorsunuz.
Bu durumun kötü yanlarına gelirsek ise bu çoklu karakter deneyimi yüzünden bir karaktere bağlanamıyorsunuz. Bir yerden sonra isimlerini bile umursamıyorsunuz. Sizlere tavsiyemiz oyuna başlarken kesin ölüm seçeneğini açmanız. Bu sayede oyunu oynarken bodoslama bir yerlere girip ölüp ölüp tekrar etmektense yapacağınız bir hata sonucu ölebileceğinizi bilerek oynamak sizlere daha gerçekçi bir oyun deneyimi yaşatacaktır. Tabi şunu da es geçmeliyim tüm yandaşlarınız ölürse yani geriye kimse kalmazsa oyunu kaybediyorsunuz.
Ancak oyunun eleştirilen yanı ise oyunun çok çeşitli görevleri varmış gibi görünsede temelde birçoğunun aynı taktiklerle geçilebiliyor. Bunun yüzünden birçok kullanıcı oyunun tekrarından dolayı olumsuz eleştirilerde bulunuyor ama oyunun bu konuda bize sunduğu bir çözüm mevcut. Bir görevi yaparken görevi nasıl yapacağımızı oyun bize bırakıyor. Örneğin bir yere direk dalabilir, gizlice girebilir, seçeceğiniz karakterinizle sızabilir ya da oyundaki en kullanışlı yardımcımız diyebileceğimiz örümcek dronumuzla kendinizi tehlikeye atmadan sunuculara girebilir ve görevlerinizi tamamlayabilirsiniz.
Oyunun görüntü kalitesine ve harita dizaynına bakacak olursak. Görüntü kalitesi gerçekten tatmin edici bir seviyede. Üstüne oyunda etrafta gezinirken Londra’nın o havası çok iyi yansıtılmış. Londra’yı gerçekten gerçekçi bir şekilde yansıtan Watch Dogs: Legion bunu güzel bir şekilde başarmış. İncelemenin sonunda ise Watch Dogs: Legion’un oluşturduğu kendine özgü bu ileri teknolojik dünyasını deneyimlemenizi öneriyoruz.